ULI Türkiye Yedinci Teknik Gezisi İçin Ayvansaray Üniversitesi’ne Yapıldı
ULI Türkiye’nin düzenlemekte olduğu “Teknik Geziler”in yedincisi Ayvansaray Üniversitesi’nde gerçekleşti.
ULI Young Leaders tarafından organize edilen organizasyon 17 Mart 2018’de gerçekleşti. Teknik gezi öncesi ve teknik gezi sırasında Ayvansaray Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. Tolga Yazıcı tarafından kampüsün yeniden işlevlendirilmesi süreci de katılımcılara aktarıldı.
Teknik Gezinin Amacı
ULI Teknik Gezileri, yapı tasarımı ve inşası konularında Türkiye’nin gayrimenkul alanında örnek projelerini irdelemek ve sektörel gelişimleri yerinde takip etmek amacıyla düzenlenmektedir. Kentlerde yapıların; özgünlükleri bozulmadan restore edilmeleri ve/veya farklı fonksiyonlar ile yeniden işlevlendirilerek şehrin kullanımına sunulmaları alternatif bir gayrimenkul üretim tekniği olarak karşımıza çıkmaktadır. Etkinlikte fonksiyon değişimi ile İstanbul’a bir kent üniversitesi daha kazandıran Ayvansaray Üniversitesi’nin yeniden işlevlendirilme süreci katılımcılara aktarılmıştır.
Ayvansaray Üniversitesi
Alternatif bir gayrimenkul üretim tekniği olan yeniden işlevlendirme ile ekonomik ve tarihsel pek çok kazanım sağlanmaktadır. Yeniden işlevlendirilen yapılar ile toplumsal belleğin sürdürülmesi, enerjinin yönetimi, yapının değerinin artması vb. sağlanmaktadır. Gerçekleştirilen ve paylaşılan her doğru örnek ile bu kazanımlar artmaktadır. Ayvansary Üniversitesi ile yüksek öğretim kurumlarının sadece bilim ve sanat üretmediği, çevresini de dönüştürdüğü görülmektedir.
Bir ailenin bir kentteki tarihi merkeze adımını Doğal Taş Müzesi ile atması, burayla kurduğu bağ ile bir bölgesini yaşayan bir kültür sanat üretim alanına dönüştürmesi bu süreci kısaca özetlemektedir. 20 yıl önce yanmış bir tarihi yapıyla başlayan gayrimenkulleri yeniden işlevlendirme süreci bugün dört aydı yapı adasında 22 ayrı binada hizmet veren bir tesisle devam etmektedir. Büyümeye devam etmesi planlanan tesiste üniversitenin ve bölgenin ruhuna değer katan tarihi yapıları restore ederek büyümesine öncelik verilmiş. Gerekli görüldüğü durumlarda betonarme binalar da kampüse dahil edilmiyor değil, ama kiralama bu durumda daha çok tercih edilmektedir. Yapıların satın alımında dikkat edilen bir diğer nokta da maliklerinin yerli halktan olmasıdır. Yakın zamanda el değiştirmiş mülklerin kampüs alanına dahil edilmesi tercih edilmemektedir. Yapılar satın alınsa da kiralansa da yerli halk olabildiğince yerinden edilmeden hatta kampüsün enerjisine dahil edilerek büyümeye gayret gösterilmektedir.
Üniversitenin şehir dışında boş bir arazi yerine şehirle ve tarihle iç içe olması öğrenciler açısından da kazanımlar sağlamaktadır. Uzun vadede üniversite için farklı kampüsler açılsa bile özellikle Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakülteleri Suriçi kampüste kalmaya devam edecektir.