Yüksek Olur, İnşaatla Kalkınan Ülkenin Doları
Başlayan her yeni gün ve iş saatiyle beraber doların artışına şahit oluyoruz. 3.34 olarak tarihin en yüksek seviyesine ulaşan dolar için iyimser yorumlar yapılıyor olsa da, ekonomi için tehlike oluşturan bir seviyeye doğru gidiyor. Gayri ekonomist bir gazetecimizin söylediği gibi, “bize ne elalemin parasından, Amerika düşünsün” söylemi, gerçekte pek işe yaramıyor. Dolardaki yükseliş, son yıllarda yabancıya konut satışında artış yaşattığı için konut üreticilerini güldürüyor.
Doların Yükselişi Gayrimenkul Yarıyor
Her gün yeni bir rekor kıran dolar bugün itibariyle 3.34 oldu. Dolar arttıkça, siyaset cephesinden gelen, ” önemsiz – aşarız bunları vb..” cevaplar artık yeterli gelmeyecek gibi görünüyor. Daha önceki aylarda, dolarda yaşanan artışa takiben mutlaka, gayrimenkul sektörünün büyük firmalarından biri tarafından doların artışı ile yabancıya konut satışında rekor kıracaklarına dair bir açıklama gelirdi. Son günlerde ki artış sonrasında henüz bir açıklama göremedik ama bekliyoruz.
İnşaat sektörüyle kalkınan bir ülke olarak doların yükselişi konut sektörüne yarıyor elbette. Elinde dolar olan yabancı yatırımcı, 1 milyon dolara kendi ülkesinden bir daire alacak iken, Türkiye’den neredeyse 3.5 daire alıyor. Demek oluyorki yabancıya göre bire üç oranında ucuz hale geldik. Peki, lokomotif olarak görülen gayrimenkul sektöründe yabancıya satış istenilen seviyelerde mi ? Tüik verileriyle Eylül ayında, yabancıya, bir önceki yılın aynı ayına göre, % 27.8 azalarak 1.276 adet konut satılmış ve en fazla konut alımı gerçekleştiren yabancı uyruklu konut alıcıları ise Irak vatandaşları. Ekim ayı rakamları henüz açıklanmadı.
Sadece Doların Yükselişi, Yabancıya Konut Satışı İçin yeterli mi?
Dolarda ki belli bir yükseliş, yabancının ülkeye yatırım yapabilmesi açısından olumlu olarak değerlendirilebilir ancak, her gün rekor kırılan bir oranla ilerleyişi ekonominin bütün alanlarını olumsuz etkiliyor. Siyasi istikrarsızlık, terör olayları, komşu ülkelerle yaşanan gerilimler neticesinde, Turizmi son bir yılda 5.5 Milyar dolar zarar etmiş bir Türkiye tablosu ile karşı karşıya kaldık. Bu sorunlara ek olarak, özgürlüklere müdahale edilen bir ülke imajı ile turist olarak gelmeyi tercih etmeyenler, dolar 5 lira da olsa ülkemizden konut almayı tercih etmeyeceklerdir.
Gayrimenkul’ün Ekonomideki Yeri
Son on yıldır gayrimenkul sektörü bir kalkınma sektörü olarak görüldü ve desteklendi. Ama gayrimenkul sektörü ekonomide, demografik yatırımlar içerisinde yer almaktadır. Eğitim ihtiyacı için okul, sağlık ihtiyacı için hastane yapılması gibi, barınma ihtiyacını karşılamaya yönelik, ekonomik değer yaratmayan bir yatırım kalemidir gayrimenkul. Türkiye’de yarattığı ekonomi ve talebin sebebi ise, eski konut yenilenme ihtiyacı ve yeni konut ihtiyacından doğuyor.
Konutta Balon Nedir ?
Yapılan onca nitelikli konut projesi ve kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte, konutta balon riski tabiri de çokça dillendiriliyor. Amerika’nın yaşadığı bir mortgage krizinin eşiğinde olduğumuz gibi söylemlerde yok değil elbette. Bu türden iddialar dile getiriliyor olsa da, Türkiye’de, yukarıda bahsini yaptığım konut ihtiyacından dolayı bir kriz; eğer çok ekstrem bir olayla daha sarsılmaz isek eğer, pek mümkün değil.
Konut sektörü için krizin söz konusu olamayacağı gibi söylemlerde bulunanların dayandırdığı temel argüman, bankanın verdiği kredinin somut bir karşılığının olması. Kredi ödenemediği durumda, kredi verdiği daireyi alıyor ve sorun kalmıyor gibi düşünenler için söyleyebileceğim şey, işte mortgage krizi dediğimiz olay tam olarak bu zaten. Mortgage krizi, bankanın elindeki likit mevduatın betona dönüşmesi durumudur.