Ekşi Sözlük Yazarlarının Gözüyle Konut Projeleri Reklamları
Ülkemiz kaynaklı sosyal medya ağı olan Ekşi Sözlük‘te gündemi, konu yorumlarını anlık takip etmek mümkün. Biz de emlak / gayrimenkul sektörü açısından yazar yorumlarına baktık ve ” Konut Projeleri Reklamları” başlığı altına yazılan en ilginç ve bir o kadar komik 5 yorumu sizinle paylaşmak istedik.
Bakalım Ekşi Sözlük yazarları Konut Projeleri Reklamları hakkında neler düşünüyor.
1: beni benden alan gazetede yer alan reklamlardır.
hava güzel, herkes mutlu, insanlar köpeği ile dolaşır, havuza giren süper hatunlar… ne lan bu cennetten yer mi alıyoruz?
ayrıca, düşünün olm bi kere, karınız sitenin havuzuna bikini ile girecek? lan türkiye’de olur mu bu? anında tüm balkonlarda sigara eşliğinde millet “8 numara ahmet bey’in eşi de erik gibiymiş kütür kütür” diyecek amk. yer miyiz lan bunları?
hele ben şortumu giyip köpeğimle site içerisinde tur atmam olm.
nafile reklamlardır kanaatimce, gerçi kanaatimi ……….. yazar: kayit formu s 42
2: haber kanallarının her aralığında defalarca çıkıyorlar. en son; şimdi alın 2015’te ödersiniz tarzında birşey gördüm ki artık bu reklamların hayatımın bir parçası olduğuna o an karar verdim.
doğayı, parkı, çiçeği, havuzu, tenis kortunu geçtim; evde tango yapan var reklamlarda. (üstüne üstlük sanki başka ev olsa tango yapamayacak)
bir de yaptıkları evi insanlığın ilerlemesine, aya adım atmaya falan bağlayanlar var ki delirmemek elde değil. yok bilmemne uzmanı çocukların bilmemneleri için bilmemne yapmış, yok feng shui yok bilmemne.
keyword’lerse oldukça sınırlı: park, premium, elite, residence…
nasıl bir konut açlığı varmış arkadaş. o reklamlara akıtılan parayla bi site daha yapardınız.
yazar: disease
3: bundan 3 sene önceydi. o aralar ev arıyoruz, haliyle gazetelerdeki çarşaf çarşaf ilanlardan etkilenmemek mümkün değil. biri ilgimiz çekti, tabi ilgimizi çeken çok da cebimizin de ilgisini çekeni bulmak pek kolay olmuyor. ilandaki site, yeşillikler arasıda pırıl pırıl yükselmiş iki bloktan oluşan havuzlu bir site. fiyatı da emsallerine göre makul görünüyor. arkası orman, önünde park, inanılmaz güzellikte bir konum tarif ediliyor. ressamların ellerinden çıkma resimler de bunu doğrulamakta.
neyse, görmek farz oldu tabi. park orman gibi bir şeyleri çağrıştıran bir adı vardı. ümraniye’de. yola koyulduk, ümraniye devlet hastanesi vs, oralara götürdü adres bizi ama oralar olmayacağından öylesine eminiz ki, yukarılara, mezarlık ve kışlanın olduğu yere doğru gittik, yeşillikler oralarda zira. orada bir kaç kişiye sorduktan sonra kendimizi yine kaos, kalabalık, gecekondulaşmanın bir adım sonrası çarpık apartmanlaşmanın ortasında bulduk.
manzara aynen şöyleydi. , iki kabası bitmiş, betonların kararmasından anlaşıldığı kadarı ile 2-3 yıldır çivi çakılmamış yarım kalmış blok. hani arkasında tek bir ağaç bile yok, ne ormanı? ne yeşilliği? önünde toplamda 10 metrekareyi bile bulmayan mahalle arası, bir ağacın ve bir kırık salıncağın bulunduğu bir park, adı park yani. bu kadar mı uçurum olur arada? nasıl bu kadar kolay yalan söylnebilir? bunu denetleyecek her hangi bir mekanizma yok mudur.
yani diyeceğim aldanmamak gerekir. yazar : uncoeurenhiver
4: idealize edilmis bir dünyanin, “yasam alani”nin tasvir edildigi reklamlardir.
– günes her daim parlar, hava kapali degildir.
– ıssız terkedilmis bir dünya degildir, kalabaliktir. herkes bir seylerle mesguldur. genelde projenin vaad ettiklerini bu reklamda göze sokmak gerekir. bahce isi yapan komsular; mutlu mesut yasayan insanlar; spor yapan, dans eden ciftler; cocuklariyla parka gitmis anne-babalar; bisiklete, kaykaya binmis cocuklar vs… herkes mutludur.
– hedeflenen dünyayi görürsünüz. gercekte “o”na benzeyecek midir, o kadar parlak olacak midir, iste orasi bilinemez. benzese bile, karanlik taraflari göremezsiniz.
– dandik bir sloganla tamamlanir. (kusura bakmayin da, kim acaba sloganina bakarak ev seciyor kendine.)
– bu reklamlar “insaata basladik bile hahaha” asamalarinda dahi karsiniza cikabileceginden, gittiginizde camur icinde bir dünyayla karsilasabilirsiniz. yazar: flmng
5: pazar günleri gazete almamın tek sebebi olan reklamlardır bu reklamlar. kendimi bir an için pompton plains’de falan hissettirir şahsıma.
bu tür reklamaların ortak özelliği genelde insanların kafalarda hasır şapka veya kep vardır. geniş park alanlarına nizami bir şekilde park edilmiş arabalarına binmeden hemen önce izleriz hasır şapkalı ablayı.
bu tür reklamların bir diğer ortak özelliği site sakinlerinin amaçsız bir şekilde herkesin yüzünün farklı bir yöne dönük olmasıdır ve ekseriyetle ayakta veya spor yapan gençler gözümüze çarpar. mümkün değil konut projesi reklamalarında yaşlı göremezsiniz. çünkü bu konutlar genç ve dinamik çiftlere göredir. moruklara hayat yoktur bu sitelerde.
bir diğer olmazsa olmaz ise bol miktarda ağaç, çimen ve süs bitkisinin cömertçe kullanılmasıdır. bu yeşil manzaraya site ortasında yapılan sevimli bir gölet eşlik eder ki göletin karşı kıyılarının birbirine yakın olan yerlerinde muhakkak ahşap köprüler vardır ve bu köprünün üstünde en az bir kadın veya erkek karşı tarafa geçmektedir.
saçları boyalı olduğu her halinden belli olan zayıf bir hanımefendi, yanında en az onun kadar genç kocası ile yeni aldıkları evin ön balkonundan yukarıda yazılan tespitleri izlemektedirler. göletin veya kanalın turkuaz mavisi ne kadar doğru bir tercih yaptıklarını adeta onaylar gibi güneşin altında parlıyordur. biraz sonra çimenlerin üzerinde dört yaşındaki kızları ile oyun oynayan komşularının yanına inip bu karnaval tadındaki siteye katılımda bulunacaklarıdr.
site simulasyonlarında görülmesi imkansız bir diğer husus ise türbanlı bayan ve badem bıyıkı erkek ikilisidir. bu siteler mutassıp kesime hitap etmemektedir sanırım. onların yerine istanbul’a gelen dünyaca ünlü amerikalı müzik grubuna iki bilete sahip gençlerimiz vardır.
muhakkak balkonlarda insanlar vardır. o balkonu o mimar süs olsun diye yapmamıştır ve nöbetleşe de olsa o balkonda ikea’dan alınmış rahat koltuklara uzanmış bir site sakini mevcutur. mangal gibi olaylara kesinlikle yer yoktur. site kameliyesinde barbekü partileri düzenlendiğini ise gölge altındaki kalabalıktan anlayabiliriz.
sanılanın aksine hava kesinlikle güneşli değildir. yani güneşlidir ama hafif bulutlu bir hava vardır. bu insanları bunaltmayacak kadar güneşli bir gün olmadığına ancak yağmur da olmadığına delalet eder. yağmur olsaydı ne kimse bahçede çocuğu ile oynayabilirdir ne de balkonda siesta yapabilirdir. dikkat edin mutlaka sevimli bir bulut kümesi mevcuttur gökyüzünde.
muhakkak hepsi bir yere yakındır. bu bir yer havaalanı, avm, köprü yada eğitim kurmu olabilir. similasyondaki insanların yüzündeki bu mutluluk biraz da pandora alışveriş merkezine yakın olmalarından kaynaklanan bir olaydır.
aslında düşüdüm de daha yazılacak çok şey var ama zaman harcamaya değer mi bilmiyorum. bu evleri alanlar nasıl hak edilenden çok para ödüyorlarsa bu reklamaları yapanalara da fazladan ve gereksiz para ödenmektedir kanımca. kısacası ……….. böyle reklam ajanslarına. yazar: osmangazi86