
Bir Gayrimenkul Projesiyle Savaşa Kapı Aralamak
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve bölgedeki gerilim, Montrö Boğazlar Sözleşmesini ve Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki haklarının çok konuşulduğu günleri beraberinde getirdi. Kanal İstanbul, bu güvenliği delebilir ve bizi bir savaşın içerisine sokabilir miydi?
Siyaset bağımsız bir bakış açısıyla ele aldığımız Kanal İstanbul’un ekolojik zararı ayrı bir konu. Bunu stratejik konusu ise geçen aylarda emekli amiraller tarafından dile getirilmiş ve bu Amiral inisiyatifi üyelerinin hakim karşısına çıkmasına dahi sebep olmuştu.
Kanal İstanbul’un Montröye Darbesi
Kanal İstanbul dediğimiz projenin geçmişi, anlatıldığına göre daha eskilere dayanıyor. Şu anki hükümet tarafından güçlü bir şekilde dile getirilen ve savunulan; şimdilerde ise başlanılan! Kanal İstanbul, Rusya Ukrayna krizi ile güçlü bir şekilde konuşulur oldu.
Boğaza olan hakimiyet ve bu hakimiyetin bölgesel krizlerdeki bize sağladığı hakimiyet, yeni bir deniz kanalı yapılması ile uçup gideceği, aklı selim pek çok kişi tarafından dile getiriliyor. Düşünsenize, Arsaları satılan, Ortadoğu coğrafyasında reklamları yapılarak arsaları ve yapılması hedeflenen konutların pazarlandığı bir gayrimenkul projesiyle ülke para kazanacak derken, elimizde bir savaş bulabilirdik…
Kanal İstanbul Pazarlaması Tepki Çekmişti
Kanal İstanbul’a dair yerli ve yabancı emlak firmalarının reklamları zaman zaman sosyal medyada gündem oluyor. Var olmayan ve yapılması şaibeli bir projenin pazarlamasında kullanılan kelimeler ise, projenin önünde bir engel olmaksızın yapılacağı, ve buradan yer arsa ve konut alanların hem vatandaşlık alacağı hem de kazançlı bir yatırım yapmış olacağı argümanlarında oluşuyordu. Biz de Gayrimenkul Haber sosyal medya hesaplarından bir anketle okuyucularımıza ve sektör paydaşlarına Kanal İstanbul’un yabancıya satışını sormuş ve büyük oranda negatif dönüş almıştık. İlgili haber BURADA.