EurAsia Proptech Initiative Panelinde “Ulaşılabilir Gayrimenkul” Modelleri Konuşuldu; Girişimler Tanıtıldı

EurAsia Proptech Initiative, düzenlediği son panelinde “Ulaşılabilir Gayrimenkul” konusunu ele aldı.
Teknolojinin en çok kullanım alanı bulduğu sektörlerin başında belki de gayrimenkul sektörü geliyor. Gayrimenkulün dijitalleşmesi (proptech) konusu ise son birkaç yılın gündemini meşgul ediyor. Gayrimenkulde ulaşılabilirlik sorununu son birkaç ayda yaşadığımız kira ve konut satış fiyatlarındaki astronomik artışla görmüş olduk. Bu artışların ülkemiz reel piyasa dinamikleri ile açıklanabilen bir kısmı var. Ama, bunu dışında global bir ulaşılabilirlik sorununun da olduğunu ve bunun Türkiye için de geçerli olduğunu görmekteyiz. Dünya bu sorunu önüne alarak değişik mülkiyet ve finansman alternatifleri geliştiriyor, fikir üretiyor, girişimler ortaya çıkarıyor. EurAsia Proptech Initiative platformu bunu Türkiye için araştırıyor, geliştiriyor ve paneller halinde sektör profesyonellerine sunuyor. Gayrimenkulün teknoloji dönüşümü konusunda bir fikir platformu olan EurAsia Proptech Initiative “Ulaşılabilir Gayrimenkul” paneline Gayrimenkul Haber olarak katılım gösterdik.
Gayrimenkul’de (Konut Edinmede) Ulaşılabilirlik
EurAsia Proptech Initiative, 24 Mart günü gerçekleştirdiği etkinlikte gayrimenkulde ulaşılabilirlik konusunu ele aldı. EurAsia Proptech Initiative Kurucusu Sayın Mete Varas, gayrimenkulde teknolojiyi kullanan ve gayrimenkul dikeyinde hizmet veren veya yeni ortaya çıkan girişimlerden oluşan bir harita ortaya çıkarmış ve bu haritayı sürekli güncelliyor.
Düzenledikleri son panelin temasını “ulaşılabilirlik” olarak belirleyen Varas, astronomik fiyat artışları, satın alma talebine karşın fiyat-gelir uyumsuzluğu, konut alımında klasik finansman modellerinin yetersiz kalması gibi gerçeklikler göz önüne alındığında önemli bir etkinliğe imza atmış oldu.
Mete Varas etkinliğin açılış konuşmasında dünyadaki yeni yapı modelleri, hisse payı ve finansman modelleri ile şekillenen proptech gelişmelerinden örnekler vererek sözü girişimlere bıraktı.

CONSERA – Off – Site İnşaat – Modüler Yapı
Fabrikada üretimle istenilen yerde birleştirilmesi modeli “Prefabrik Yapı”nın ileri bir seviyesi, Off-Site inşaat modelinin Türkiye’deki iyi bir örneği olan Consera girişimi etkinliğin katılımcı şirketlerinden ilkiydi. Off-Site inşaat veya modüler yapı modeli hakkında bilgi aktaran Consera Kurucu Ortağı Melih Şimşek: “Off-Site değimiz şey, sahadaki işi endüstriyel ortamda çözmekle alakalı bir kelime. İnşaatın endüstrileşmesi dünyada ve Türkiye’de aslında yeni bir durum. Türkiye’de inşaat ağırlıklı bir ekonomi olmasını en azında bu alanda kaslarımızın gelişmiş olduğunu gösteriyor. Ülkede maden veya yer altı zenginlikleri yok ama inşaatı endüstriye kazandırabilir ve ihraç edebiliriz. Amacımız; otomobil üretir gibi endüstride yapılar üretebilmek. Bizim işimiz, sahada yaptığımız işi bir üretim bandı üzerinde fabrikada yapmak anlamına geliyor” açıklamasında bulundu.
Off-site veya modüler şekilde inşa edilen bir yapının daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelebileceğini belirten Şimşek, bu model ile inşa edilmiş bir yapının başka bir yere taşınmasının çok az bir kayıpla gerçekleşebildiğini söyledi. Lojistik olarak taşınabilir her şeyin modüler hale getirilebildiğini söyleyen Melih Şimşek, ülkelerin farklı lojistik kriterlerine göre yapılmış bir modüler yapının taşınabilir ve başka yere aktarılabilir olduğunu belirtti.
Off-site constraction modelinin faydası; sahada işin en aza indirilmesi, büyük operasyonun fabrikada çözümlenmesi olduğun belirten Şimşek, iklim koşullarından bağımsız sürekli ve seri üretim yapabilmenin inşaat sektörü için oldukça önemli olduğunu belirtti.
Daha hızlı üretim ile daha uygun fiyatlarla ev-konut sahibi olmanın bir alternatifi olan modüler evler, gayrimenkul sektörünün geleceğinde kendisine daha fazla yer bulamaya aday.
Yeni Bir Satın Alma Modeli, RUUF
Gayrimenkulde ulaşılabilirlik ve kredilendirmedeki tek düze yapıya alternatif yaratan RUUF girişimi, parça parça mülkiyet ile ev sahibi olma modelini uygulamaya koyuyor. Etkinliğin ikinci girişimi RUUF‘un kurucu ortağı ve CEO’su Mert Peksevin, sistemin işleyişini aktardı…
Başlangıç aşamasındaki gelir ile almak istediği evin bütçesi arasında finansmanı sağlayamayan kişileri hedefleyen girişim ev sahipliği oranını %3 artırmayı hedefliyor. İnsanların ev almak için ortaya çıktığında çok büyük bariyerlerle karşılaştığını belirten Mert Peksevin, almak istenilen ev için gereken peşinat, kredi almaya çalıştığında çok yüksek aylık ödemelerle karşılaşıldığını ve bunun hiçbir esnekliğinin olmadığını belirtti. Konut kredisinin daha çok sabit taksitli kullanılıyor ve yıllar içinde artan gelire karşı maaşın içindeki yüzdesinin düşüyor olduğunu ama başlangıç için çok büyük bariyerler olduğunun altını çizdi.
İnsanların almak ve oturmak istediği ile alabileceği ev arasındaki büyük uçurumda RUUF devreye giriyor ve başlangıç aşamasını kolaylaştıran bir satın alma modeli ortaya koyuyor.
Başlangıç aşamasında satın almayı kolaylaştırmak isteyen kişiler Ruuf‘a başvuruyor. Bir değerlendirme sürecinden sonra süreç başlıyor. Kurulan GYF ile ev satın alınıyor ve kişi ödediği taksitler ile bu GYF’deki hissesi artıyor. Yani ev üzerindeki mülkiyet hakkı artış kaydediyor. 5 yıl sonra ise evin %30’unu ödemiş oluyor ve banka ile yola devam ediyor. Mert Peksevin‘in örneklerle detaylandığı RUUF siteminin özeti ve iş modeli kısaca bu şekilde. Girişimi özelde detaylı olarak sayfamıza taşıyacağız…
İkinci Evlere Talip Bir Girişim, Koesta
Etkinliği üçüncü proptech girişimi KOESTA oldu. Koesta girişimi, devre mülk modeline benzeyen bir girişim olsa da iş modelinde oldukça farklılaşıyor. Daha çok yazlık bölgelerde ve kişilerin sahip olduğu atıl durumdaki veya senede çok az bir süre kullanılan ikinci evlere talip olan bir girişim. Koesta Kurucu Ortağı Semiramis Kulak, dünyada Co-Ownership olarak bilinen modeli “Ortak Sahiplik” olarak çeviriyor. Bu modeldeki her ev için bir A.Ş şirket kuruluyor ve her ev 8 hisseye bölünüyor. Herkes bir hisse veya en fazla 4 hisse sahibi olabiliyor. Her bir hissedarın senelik 45 gün kullanma hakkı bulunuyor. Her ev için bir gayrimenkul yöneticisi atanıyor ve evin bütün işlemleriyle bu gayrimenkul yöneticisi ilgileniyor. Ev hissedarları Koesta mobil uygulaması üzerinden işlemlerini yapabiliyor, gayrimenkul yöneticisine ulaşabiliyor ve ev içi hizmetler alabiliyor.
Koesta, aldığınız bir yazlık ile bütün tatil boyunca bir bölgeye gitme mahkümiyetini ortadan kaldırarak, yazlık bölgelerdeki değişik Koesta mülklerinden alınacak hisseler ile senenin farklı zamanlarında farklı bölgelerde tatil yapma şansını size sunuyor.
Çalışma modellerini özetle aktardığımızirişimleri daha detaylı şekilde size ulaştırıyor olacağız…